Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Ömer ŞAHİN
Köşe Yazarı
Ömer ŞAHİN
 

İsrail ve Vaadedilmiş Topraklar

İbranice ha-Aretz ha-Muvtacha özellikle Yahudilik inancında önemli bir kavramdır. Kutsal Kitap'a göre, Tanrı YHVH tarafından İbrahim'e ve onun soyundan gelenlere vaadedilmiş bölgeyi ifade eder. Temel Anlamı ve Kutsal Kitap’taki Yeri Tanrı'nın Vaadi: Vaadedilmiş Topraklar, Tanrı'nın İbrahim'e ve onun soyundan gelenlere (İsrailoğullarına) vereceğine söz verdiği topraklardır. Bu vaat, Kutsal Kitap'ta (özellikle Tevrat'ta) defalarca yinelenir. Coğrafi Tanım: Vaadedilmiş Toprakların tam sınırları konusunda farklı yorumlar bulunsa da, genellikle günümüzdeki İsrail ve Filistin Devleti topraklarını kapsayan bölge olarak kabul edilir. Bazı yorumlar Fırat Nehri'nden Nil Nehri'ne kadar uzanan daha geniş bir alanı işaret eder. Manevi Önemi: Yahudi inancına göre bu topraklar, Yahudi ulusunun misyonunu yerine getirebileceği ve dünyaya örnek olacak bir ulus yaratabileceği özel bir yerdir. Bu nedenle Yahudiler için hem tarihsel hem de dinsel açıdan büyük önem taşır. Diğer Dinlerdeki Yeri Hristiyanlık: Hristiyanlıkta da bu topraklar "Kutsal Topraklar" olarak anılır ve Hz. İsa'nın hayatındaki önemli olayların geçtiği yer olması nedeniyle özel bir konuma sahiptir. İslamiyet: İslamiyet için de Kudüs ve çevresi, Hz. Muhammed'in miraç hadisesi gibi önemli olayların geçtiği ve birçok peygamberin yaşadığı topraklar olması sebebiyle kutsaldır. Ancak İslamiyet'te "vaadedilmiş topraklar" kavramı Yahudilikteki ile aynı anlam ve vurguya sahip değildir. Vaadedilmiş Topraklar kavramı, sadece dini bir inanç olmanın ötesinde, günümüzdeki siyasi ve sosyal gelişmeleri de derinden etkileyen, üzerinde çok konuşulan ve farklı yorumlara açık bir konudur.  Vaat edilmiş Topraklar ve İsrail "Vaadedilmiş Topraklar" ve İsrail arasındaki ilişki, hem dini, hem tarihi, hem de siyasi açılardan oldukça karmaşık ve çok boyutlu bir konudur. Bu kavram, modern İsrail Devleti'nin kuruluşunda ve günümüzdeki politikalarında önemli bir rol oynamaktadır. Vadedilmiş Topraklar Kavramı ve Kökenleri Dini Vaat: Yahudi inancına göre, "Vaadedilmiş Topraklar" (İbranice: Eretz Yisrael veya Arz-ı Mev'ud), Tanrı'nın (YHVH) İbrahim'e ve onun soyundan gelen İsrailoğullarına sonsuza dek vaat ettiği coğrafi bölgedir. Bu vaat, Tanah (Yahudi Kutsal Kitabı, Hristiyanlıkta Eski Ahit) boyunca, özellikle Tekvin (Yaratılış), Çıkış (Mısırdan Çıkış) ve Sayılar gibi kitaplarda detaylıca yer alır. Sınırlar: Vaadedilmiş Toprakların kesin sınırları Kutsal Kitap'ta farklı şekillerde tanımlanmıştır. Bazı metinler "Mısır Irmağı'ndan (Nil Nehri) Fırat Irmağı'na kadar" uzanan geniş bir bölgeyi işaret ederken, diğerleri daha dar bir alanı, genellikle Kenan diyarı olarak bilinen, günümüzdeki İsrail ve Filistin topraklarını kapsayan bir bölgeyi belirtir (Sayılar 34). Bu farklı yorumlar, günümüzde de tartışmaların temelini oluşturmaktadır. Koşullar: Vaat edilen bu topraklarda kalabilmek için İsrailoğullarının Tanrı'nın yasalarına uyması ve ahde riayet etmesi gerektiği de vurgulanır. Kutsal Kitap'ta, bu kurallara uyulmadığında toprakların onları "kusacağı" kehaneti de bulunur. İsrail'in Kuruluşu ve Vadedilmiş Topraklar İddiası Siyonizm: 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan ve Yahudilerin tarihi anavatanları olan Filistin'de kendi devletlerini kurmalarını savunan Siyonist hareket, Vaadedilmiş Topraklar kavramına modern bir siyasi boyut kazandırmıştır. Teodor Herzl gibi Siyonist liderler, dini vaadi ulusal bir hak iddia etmek için kullanmışlardır. 1948 İsrail Devleti'nin Kuruluşu: 1948'de İsrail Devleti'nin kurulması, Siyonist hareketin hedeflerine ulaşmasında kritik bir dönüm noktası olmuştur. Bu kuruluş, Yahudiler tarafından binlerce yıllık diaspora sonrası "vaadedilmiş topraklara dönüş" olarak algılanmıştır. Toprak İddiaları ve Çatışmalar: İsrail'in kuruluşundan bu yana, Vaadedilmiş Topraklar kavramı, İsrail'in Filistinlilerle olan toprak anlaşmazlıklarında ve bölgesel çatışmalarda önemli bir ideolojik zemin oluşturmuştur. Bazı İsrailli siyasetçiler ve dini gruplar, Kutsal Kitap'taki en geniş sınırları referans alarak daha fazla toprak üzerinde hak iddia etmektedirler. Bu durum, özellikle Batı Şeria'daki yerleşim birimleri inşasında ve Kudüs'ün statüsünde kendini göstermektedir. Vaadedilmiş Toprakların Günümüz İsrail Politikalarına Etkisi Siyasi Meşruiyet: Vaadedilmiş Topraklar inancı, İsrail Devleti'nin varlığına ve toprak iddialarına dini ve tarihsel bir meşruiyet sağlamak için kullanılmaktadır. Bu, İsrail'in bazı sağcı ve dini siyasi partileri tarafından daha güçlü bir şekilde savunulmaktadır. Yerleşim Politikaları: Özellikle aşırı dindar ve milliyetçi Yahudi grupların oluşturduğu İsrail hükümeti, Vaadedilmiş Toprakların tamamına sahip olma inancıyla Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te Yahudi yerleşim birimleri inşa etmeye devam etmekte Gazze şeridini yerle bir etmekte ve Gazze'de yaşayan insanları insanlık dışı bir muameleye tabi tutmaktadır. Bütün bunlar uluslararası hukuka göre yasa dışı kabul edilmekte ve İsrail-Filistin barış sürecini engellemektedir. Kudüs'ün Statüsü: Kudüs, Yahudilik için Vaadedilmiş Toprakların kalbi ve en kutsal şehri olarak kabul edilir. İsrail, Kudüs'ün "birleşik ve ebedi başkenti" olduğunu ilan etmiştir. Bu durum, Filistinlilerle ve uluslararası toplumla gerilimlere neden olmaktadır. "Büyük İsrail" Fikri: Bazı radikal çevrelerde "Büyük İsrail" (Eretz Yisrael HaShlema) fikri benimsenmekte olup, bununla kastedilen, Nil'den Fırat'a kadar uzanan coğrafi bölgenin Yahudi egemenliğinde olmasıdır. Ancak bu fikir, İsrail siyasetinin ana akımında geniş kabul görmemekle birlikte, belirli grupların ideolojisini oluşturur. Vadedilmiş Topraklar kavramı, İsrail-Filistin çatışmasının temel dinamiklerinden biridir. Yahudiler için derin bir dini ve tarihsel anlam taşırken, Filistinliler için toprak kaybı, işgal ve mültecilikle eş anlamlıdır. Bu inanç Ortadoğu'daki sorunların temelini oluşturmakta Lübnan Suriye ve güncel olarak İran saldırısının temelinde "Vaadedilmiş Topraklar" inancı yatmaktadır.
Ekleme Tarihi: 14 Haziran 2025 -Cumartesi
Ömer ŞAHİN

İsrail ve Vaadedilmiş Topraklar

İbranice ha-Aretz ha-Muvtacha özellikle Yahudilik inancında önemli bir kavramdır. Kutsal Kitap'a göre, Tanrı YHVH tarafından İbrahim'e ve onun soyundan gelenlere vaadedilmiş bölgeyi ifade eder.

Temel Anlamı ve Kutsal Kitap’taki Yeri

Tanrı'nın Vaadi: Vaadedilmiş Topraklar, Tanrı'nın İbrahim'e ve onun soyundan gelenlere (İsrailoğullarına) vereceğine söz verdiği topraklardır. Bu vaat, Kutsal Kitap'ta (özellikle Tevrat'ta) defalarca yinelenir.

Coğrafi Tanım: Vaadedilmiş Toprakların tam sınırları konusunda farklı yorumlar bulunsa da, genellikle günümüzdeki İsrail ve Filistin Devleti topraklarını kapsayan bölge olarak kabul edilir. Bazı yorumlar Fırat Nehri'nden Nil Nehri'ne kadar uzanan daha geniş bir alanı işaret eder.

Manevi Önemi: Yahudi inancına göre bu topraklar, Yahudi ulusunun misyonunu yerine getirebileceği ve dünyaya örnek olacak bir ulus yaratabileceği özel bir yerdir. Bu nedenle Yahudiler için hem tarihsel hem de dinsel açıdan büyük önem taşır.

Diğer Dinlerdeki Yeri

Hristiyanlık: Hristiyanlıkta da bu topraklar "Kutsal Topraklar" olarak anılır ve Hz. İsa'nın hayatındaki önemli olayların geçtiği yer olması nedeniyle özel bir konuma sahiptir.

İslamiyet: İslamiyet için de Kudüs ve çevresi, Hz. Muhammed'in miraç hadisesi gibi önemli olayların geçtiği ve birçok peygamberin yaşadığı topraklar olması sebebiyle kutsaldır. Ancak İslamiyet'te "vaadedilmiş topraklar" kavramı Yahudilikteki ile aynı anlam ve vurguya sahip değildir.

Vaadedilmiş Topraklar kavramı, sadece dini bir inanç olmanın ötesinde, günümüzdeki siyasi ve sosyal gelişmeleri de derinden etkileyen, üzerinde çok konuşulan ve farklı yorumlara açık bir konudur.

 Vaat edilmiş Topraklar ve İsrail

"Vaadedilmiş Topraklar" ve İsrail arasındaki ilişki, hem dini, hem tarihi, hem de siyasi açılardan oldukça karmaşık ve çok boyutlu bir konudur. Bu kavram, modern İsrail Devleti'nin kuruluşunda ve günümüzdeki politikalarında önemli bir rol oynamaktadır.

Vadedilmiş Topraklar Kavramı ve Kökenleri

Dini Vaat: Yahudi inancına göre, "Vaadedilmiş Topraklar" (İbranice: Eretz Yisrael veya Arz-ı Mev'ud), Tanrı'nın (YHVH) İbrahim'e ve onun soyundan gelen İsrailoğullarına sonsuza dek vaat ettiği coğrafi bölgedir. Bu vaat, Tanah (Yahudi Kutsal Kitabı, Hristiyanlıkta Eski Ahit) boyunca, özellikle Tekvin (Yaratılış), Çıkış (Mısırdan Çıkış) ve Sayılar gibi kitaplarda detaylıca yer alır.

Sınırlar: Vaadedilmiş Toprakların kesin sınırları Kutsal Kitap'ta farklı şekillerde tanımlanmıştır. Bazı metinler "Mısır Irmağı'ndan (Nil Nehri) Fırat Irmağı'na kadar" uzanan geniş bir bölgeyi işaret ederken, diğerleri daha dar bir alanı, genellikle Kenan diyarı olarak bilinen, günümüzdeki İsrail ve Filistin topraklarını kapsayan bir bölgeyi belirtir (Sayılar 34). Bu farklı yorumlar, günümüzde de tartışmaların temelini oluşturmaktadır.

Koşullar: Vaat edilen bu topraklarda kalabilmek için İsrailoğullarının Tanrı'nın yasalarına uyması ve ahde riayet etmesi gerektiği de vurgulanır. Kutsal Kitap'ta, bu kurallara uyulmadığında toprakların onları "kusacağı" kehaneti de bulunur.

İsrail'in Kuruluşu ve Vadedilmiş Topraklar İddiası

Siyonizm: 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan ve Yahudilerin tarihi anavatanları olan Filistin'de kendi devletlerini kurmalarını savunan Siyonist hareket, Vaadedilmiş Topraklar kavramına modern bir siyasi boyut kazandırmıştır. Teodor Herzl gibi Siyonist liderler, dini vaadi ulusal bir hak iddia etmek için kullanmışlardır.

1948 İsrail Devleti'nin Kuruluşu: 1948'de İsrail Devleti'nin kurulması, Siyonist hareketin hedeflerine ulaşmasında kritik bir dönüm noktası olmuştur. Bu kuruluş, Yahudiler tarafından binlerce yıllık diaspora sonrası "vaadedilmiş topraklara dönüş" olarak algılanmıştır.

Toprak İddiaları ve Çatışmalar: İsrail'in kuruluşundan bu yana, Vaadedilmiş Topraklar kavramı, İsrail'in Filistinlilerle olan toprak anlaşmazlıklarında ve bölgesel çatışmalarda önemli bir ideolojik zemin oluşturmuştur. Bazı İsrailli siyasetçiler ve dini gruplar, Kutsal Kitap'taki en geniş sınırları referans alarak daha fazla toprak üzerinde hak iddia etmektedirler. Bu durum, özellikle Batı Şeria'daki yerleşim birimleri inşasında ve Kudüs'ün statüsünde kendini göstermektedir.

Vaadedilmiş Toprakların Günümüz İsrail Politikalarına Etkisi

Siyasi Meşruiyet: Vaadedilmiş Topraklar inancı, İsrail Devleti'nin varlığına ve toprak iddialarına dini ve tarihsel bir meşruiyet sağlamak için kullanılmaktadır. Bu, İsrail'in bazı sağcı ve dini siyasi partileri tarafından daha güçlü bir şekilde savunulmaktadır.

Yerleşim Politikaları: Özellikle aşırı dindar ve milliyetçi Yahudi grupların oluşturduğu İsrail hükümeti, Vaadedilmiş Toprakların tamamına sahip olma inancıyla Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te Yahudi yerleşim birimleri inşa etmeye devam etmekte Gazze şeridini yerle bir etmekte ve Gazze'de yaşayan insanları insanlık dışı bir muameleye tabi tutmaktadır. Bütün bunlar uluslararası hukuka göre yasa dışı kabul edilmekte ve İsrail-Filistin barış sürecini engellemektedir.

Kudüs'ün Statüsü: Kudüs, Yahudilik için Vaadedilmiş Toprakların kalbi ve en kutsal şehri olarak kabul edilir. İsrail, Kudüs'ün "birleşik ve ebedi başkenti" olduğunu ilan etmiştir. Bu durum, Filistinlilerle ve uluslararası toplumla gerilimlere neden olmaktadır.

"Büyük İsrail" Fikri: Bazı radikal çevrelerde "Büyük İsrail" (Eretz Yisrael HaShlema) fikri benimsenmekte olup, bununla kastedilen, Nil'den Fırat'a kadar uzanan coğrafi bölgenin Yahudi egemenliğinde olmasıdır. Ancak bu fikir, İsrail siyasetinin ana akımında geniş kabul görmemekle birlikte, belirli grupların ideolojisini oluşturur.

Vadedilmiş Topraklar kavramı, İsrail-Filistin çatışmasının temel dinamiklerinden biridir. Yahudiler için derin bir dini ve tarihsel anlam taşırken, Filistinliler için toprak kaybı, işgal ve mültecilikle eş anlamlıdır.

Bu inanç Ortadoğu'daki sorunların temelini oluşturmakta Lübnan Suriye ve güncel olarak İran saldırısının temelinde "Vaadedilmiş Topraklar" inancı yatmaktadır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve torostimes.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.