Bugün burada bir arada olmanın sevincini ve aynı zamanda hüznünü yaşıyoruz. Sevincini yaşıyoruz çünkü birlikteyiz. Hüzünlüyüz çünkü… diyerek uzayan cümleler…
Çoğu kez hayatımızdan kesitler sunar bizlere. Hafızamızdaki silik anılar gözlerimizin önünde beliren freskler… Kimi net, kimi puslu…
Gözyaşları bulanık anılarla birleşir, duygularımızın derinliğini yansıtır. Hatıralarımız bir cümleden ötekine sürüklenirken, içimizde sevinç ve hüzün birbirine karışır.
Oysaki bir zamanlar insanlar... Güven içinde yaşar, içtenlikle gülerdi.
Sevgi ve paylaşım, hayatın doğal bir parçasıydı. Şimdi ise içimizde büyüyen hasret, eski samimiyeti arıyor. Artık birbirimizle hiçbir şey paylaşamıyoruz. Konuşmak istiyoruz, dinlenilmek istiyoruz, fakat nafile... Samimiyet çoktan kaybolmuş gibi.
Artık duygularını içinden geldiği gibi yaşayan, kâh ağlayabilen, kâh kahkahalarıyla ortamı neşelendiren insanlara hasret kaldık. Saklıyoruz, saklanıyoruz. Konuşmak istiyoruz, dinlenilmek istiyoruz ama başaramıyoruz.
Çünkü içtenliği ve güveni kaybettik. Bir zamanlar var olan güvenimiz sessizce elimizden alındı. İnsanın insana güveni, doğanın insana güveni…
Güvenin olmadığı yerde ne duygu filizlenir, ne de samimi bir paylaşım yaşanır. Bizlere düşen içimizde kalan boşlukla yaşamaya çalışmak.
Artık ağlayan bir çocuğa göz ucuyla bile bakamayan bizler,
Artık komşusunun halini sormaya çekinen eller,
Artık düğün davetiyesini alıp hiçbir tebessüm göstermeyen benlikler,
Ölümle burun buruna gelenleri izleyip sessizce kanalı değiştirenler.
***
Ve biz, tüm bunları görmezden gelenler… Çoğalmakta.
Oysa biz insanız. Yeryüzünde halife kılınmış, yaratılmışların en şereflisi…
Gözlerimizi kapatalım ve düşünelim: Bu tanıma ne kadar yakınız? Misafir olduğumuz bu dünyada gerçekten seçkin bir insan gibi mi yaşıyoruz?
Açalım gözlerimizi. Kalkalım yerimizden. Silkeleyelim ruhumuza yapışan benlik duygusunun karanlık izlerini ve insan olmanın erdemine yeniden sarılalım.
Seçkin bir insan gibi yaşayalım; iyilikte, merhamette ve yardımlaşmada yarışarak.
Bulunduğumuz dünyada, yarınlarımızın umudu olarak var olalım.
Pişmanlık getiren sözlerden, fâni menfaatler uğruna kalp kırmaktan kaçınalım.
Gönülleri yıkmadan, içtenlikle sarılarak her bir zerremizle haykıralım…
Gelin tanış olalım,
İşi kolay kılalım,
Sevelim sevilelim,
Dünya kimseye kalmaz! (Yunus Emre)