Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Zeynel TOROS
Köşe Yazarı
Zeynel TOROS
 

Mut’ta Bir Düğün Hikayesi

Mersin’in Mut ilçesi hem dünya tarihi, hem de antropoloji ve dinler tarihi açısından çok sengin bir birikime sahip bir tarihi ilçe. Adının Büyük İskender’in komutanı Mutyos’dan geldiği söylenir. Bir başka tespitte ise Mut adı, Maut ve Mout olarak geçen Eski Mısır'da tapılan bir ana tanrıçanın adı idi. Zeytin, kayısı, erik, üzüm, incir, kavun, antepfıstığı ve biber gibi ürünlerin üretim yeri olan Mut, Karacaoğlan ve Musa Eroğlu gibi bilinen kültür değerlerine sahip. Mut’un siyasi değerlerine gelince akılda kalan pek fazla sayıda isim yok. Mevcut Mut Belediye Başkanı Murat Orhan adı tanınmaya başladı. Bir de siyasetin eski yüzlerinden Mustafa Sever vardı. Başarısızlık unutulmayı getirince tanınırlık da kaybolup gidiyor işte. Siyasetteki başarıları ile değil başarısızlığı ile tanınır Mustafa Sever. Mut’u temsil ettiği iddiası ile çıktı meydana ama hep kaybetti. Mut’luları bir türlü mutlu edemedi. Mersin’i temsil de çok yetersiz kaldı. Fakat bu yazının konusu ne Murat Orhan ne de Mustafa Sever. Bu yazının konusu Mut ilçesinde yakın zamanda gerçekleşen bir düğünde olup bitenler. Mut’ta bir Zeytin Ağası varmış. Zengin, Mut ilçesinde tanınan ve ağırlığı olan birisi. Gün gelmiş evladını evlendirmek istemiş. Düğün yapmaya karar veren Zeytin Ağası eski yeni tüm tanıdıklarını düğününe davet etmiş. Ağa davet eder de davete icabet edilmez mi? Fakat Ağa’nın arkadaşı olan ve beraber yol da yürüdükleri, Mut’un siyaset alanında adı geçen bir Mıstava varmış. Mıstava’da Ağanın düğününe davet edilmiş. Eski dost Zeytin Ağasının davetine katılmak bir dostluk, bir yoldaşlık ifadesi olur diye düşünmüş Ağa. Fakat Zeytin Ağası eski dostu Mıstava’nın düğüne katılımı için rezervleri olduğu haberini almış. Ağanın düğününe katılırım ama şartlarım var demiş Mıstava. Ve bir ulak göndermiş Zeytin Ağasına. Ulak Ağanın mekânına ulaşmış. Elinde el yazması bir levha varmış ulağın. Levhanın üst kısmında başlık olarak Mıstava’nın Düğün Şartları yazısı varmış. Bu levhada yazılı şartlar yerine getirilmez ise Zeytin Ağasının düğününe asla katılmayacağım demiş Mıstava. Öyle ya Mıstava deyip geçmemesi gerekir Ağanın. Ama bu sadece Mıstava’nın sanrısından ibaretmiş. O kendisini “bir şey” zannediyormuş. Oysa netice de Mıstava imiş. Çok da önemli değilmiş ağa için. Yinede Ağa ağalığını yapmış ve Mıstava’nın şartlarının ne olduğunu akutmuş ulağa. Sakın ola benden başkası nikâh şahidi olmasın. Nikâh şahidi olursam gelirim. Bu böyle biline! Nikâhı Belediye Başkanı kıymayacak. Ben kimi dersem o kıyacak nikâhı. Bu bir buyruktur! Nikâh cüzdanını ben teslim edeceğim. Benim ellerimden alacak damat ve gelin bu cüzdanı. Sakın unutulmaya! Şartlarım kabul olursa gelirim, aksi takdirde davet edilen üç beş adamımı da göndermem Ağanın düğününe. Bu böyle biline! Şartları dinleyen Zeytin Ağası, zeytin gözleri ile bir ulağa bakmış bir de evlendireceği evladına. Düğünü rol çalma ortamına dönüştürmeye izin vermemeye karar vermiş. “Zeytin Ağası olarak ben davetimi yaptım” demiş. “Şartlı davet olmayacağı gibi şartlı icabet de olmaz. Gelen belir başım üstüne. Gelmeyenin Allah yolunu açık etsin” demiş. Ağa bu ağa. Minneti olmaz kimseye. Ne ağaya ne de paşaya, ne de Mıstava’ya. Bu davetten sonra herkes “Ağanın eli tutulmaz. Bu doğru. Ama Ağaya şart da koşulmaz” demişler. Ağa şart şurt dinlemez Mıstava!
Ekleme Tarihi: 23 Haziran 2025 -Pazartesi
Zeynel TOROS

Mut’ta Bir Düğün Hikayesi

Mersin’in Mut ilçesi hem dünya tarihi, hem de antropoloji ve dinler tarihi açısından çok sengin bir birikime sahip bir tarihi ilçe. Adının Büyük İskender’in komutanı Mutyos’dan geldiği söylenir. Bir başka tespitte ise Mut adı, Maut ve Mout olarak geçen Eski Mısır'da tapılan bir ana tanrıçanın adı idi.

Zeytin, kayısı, erik, üzüm, incir, kavun, antepfıstığı ve biber gibi ürünlerin üretim yeri olan Mut, Karacaoğlan ve Musa Eroğlu gibi bilinen kültür değerlerine sahip.

Mut’un siyasi değerlerine gelince akılda kalan pek fazla sayıda isim yok. Mevcut Mut Belediye Başkanı Murat Orhan adı tanınmaya başladı. Bir de siyasetin eski yüzlerinden Mustafa Sever vardı. Başarısızlık unutulmayı getirince tanınırlık da kaybolup gidiyor işte.

Siyasetteki başarıları ile değil başarısızlığı ile tanınır Mustafa Sever. Mut’u temsil ettiği iddiası ile çıktı meydana ama hep kaybetti. Mut’luları bir türlü mutlu edemedi. Mersin’i temsil de çok yetersiz kaldı.

Fakat bu yazının konusu ne Murat Orhan ne de Mustafa Sever. Bu yazının konusu Mut ilçesinde yakın zamanda gerçekleşen bir düğünde olup bitenler.

Mut’ta bir Zeytin Ağası varmış. Zengin, Mut ilçesinde tanınan ve ağırlığı olan birisi. Gün gelmiş evladını evlendirmek istemiş. Düğün yapmaya karar veren Zeytin Ağası eski yeni tüm tanıdıklarını düğününe davet etmiş. Ağa davet eder de davete icabet edilmez mi?

Fakat Ağa’nın arkadaşı olan ve beraber yol da yürüdükleri, Mut’un siyaset alanında adı geçen bir Mıstava varmış. Mıstava’da Ağanın düğününe davet edilmiş. Eski dost Zeytin Ağasının davetine katılmak bir dostluk, bir yoldaşlık ifadesi olur diye düşünmüş Ağa.

Fakat Zeytin Ağası eski dostu Mıstava’nın düğüne katılımı için rezervleri olduğu haberini almış. Ağanın düğününe katılırım ama şartlarım var demiş Mıstava. Ve bir ulak göndermiş Zeytin Ağasına.

Ulak Ağanın mekânına ulaşmış. Elinde el yazması bir levha varmış ulağın. Levhanın üst kısmında başlık olarak Mıstava’nın Düğün Şartları yazısı varmış.

Bu levhada yazılı şartlar yerine getirilmez ise Zeytin Ağasının düğününe asla katılmayacağım demiş Mıstava. Öyle ya Mıstava deyip geçmemesi gerekir Ağanın. Ama bu sadece Mıstava’nın sanrısından ibaretmiş. O kendisini “bir şey” zannediyormuş. Oysa netice de Mıstava imiş. Çok da önemli değilmiş ağa için.

Yinede Ağa ağalığını yapmış ve Mıstava’nın şartlarının ne olduğunu akutmuş ulağa.

  1. Sakın ola benden başkası nikâh şahidi olmasın. Nikâh şahidi olursam gelirim. Bu böyle biline!

  2. Nikâhı Belediye Başkanı kıymayacak. Ben kimi dersem o kıyacak nikâhı. Bu bir buyruktur!

  3. Nikâh cüzdanını ben teslim edeceğim. Benim ellerimden alacak damat ve gelin bu cüzdanı. Sakın unutulmaya!

  4. Şartlarım kabul olursa gelirim, aksi takdirde davet edilen üç beş adamımı da göndermem Ağanın düğününe. Bu böyle biline!

Şartları dinleyen Zeytin Ağası, zeytin gözleri ile bir ulağa bakmış bir de evlendireceği evladına. Düğünü rol çalma ortamına dönüştürmeye izin vermemeye karar vermiş.

“Zeytin Ağası olarak ben davetimi yaptım” demiş. “Şartlı davet olmayacağı gibi şartlı icabet de olmaz. Gelen belir başım üstüne. Gelmeyenin Allah yolunu açık etsin” demiş.

Ağa bu ağa. Minneti olmaz kimseye. Ne ağaya ne de paşaya, ne de Mıstava’ya. Bu davetten sonra herkes “Ağanın eli tutulmaz. Bu doğru. Ama Ağaya şart da koşulmaz” demişler.

Ağa şart şurt dinlemez Mıstava!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve torostimes.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.